23 Ekim 2013 Çarşamba

MIT'ten istanbul trafiğine çare önerisi



MIT Media Lab Direktörü Kent Larson, İstanbul’un ulaşım sorunu ile ilgili alternatif bir teklifte bulunarak, “Bu şehir yokuş, elektrikli bisiklet ideal olabilir.” dedi. 

Akıllı şehirlerin “mimarı” olarak bilinen ve Avea’nın davetlisi olarak İstanbul’a gelen MIT Media Lab Changing Places Direktörü Kent Larson, gelecekte şehir hayatının, ev ve iş hayatının daha karmaşık hale geleceğini belirterek, ulaşımda otomobillerin de bisiklet gibi ortak paylaşımlı olarak kullanılabileceğini, katlanabilir araçların geliştirileceğini söyledi. Larson, İstanbul için akıllı şehir modeline uygun ne tür çözümler getirilebileceği konusunda da özel bir çalışma yapacaklarına dikkat çekti ve ekledi: “Bu şehir yokuş, burada belki bisiklet değil ama elektrikli bisiklet ideal olabilir.” Larson’un verdiği bilgiye göre, şehirlerde kontrollü ışık sistemiyle sebze ve meyve yetiştirilmesi de mümkün hale gelecek. Çocukların dil öğrenmesinde anne-babanın yanı sıra akıllı sensörler de kullanılabilecek. ABD’nin Massachusetts eyaletindeki Boston şehrindeki teknik üniversitelerden birisi olan MIT; bilim, mühendislik ve ekonomi konularındaki başarılarıyla tanınıyor. Mobil operatör Avea, MIT ile 10 proje üretti; bunlardan 2’sini uygulamaya koydu. Söz konusu 2 proje bireyleri bir arada çalışmaya yöneltiyor.

10 Ekim 2013 Perşembe

Bir elektrikli bisikletin serüveni : Karakaçan

Türkiye şartlarında elektrikli bisiklet sahibi olmak gerçekten zor. Ülkemizde hiç yaygın olmayan ve benim de hiç görmediğim-binmediğim bu şeye sahip olmak için gözümü karartıp ebay'den bir kit siparişi verdim. Siparişi verdikten sonra uzun bir bekleyiş süreci beni bekliyormuş. Artık sipariş verdiğimi unutacak olduğum günlerde, tam 2 ay 15 gün sonra sipariş elime ulaştı.

PTT'nin başakşehir'deki dağıtım merkezinden kargoyu alıp açıktan sonra jantın hafif eğri olduğunu farkettim. Bunun kolileri ordan oraya fırlatan PTT sınırları içersinde gerçekleştiğini tahmin ediyorum. Yeni jant bisikletin ön çatalına sığmayınca ilk heyecanla arka çatala takıp denemeye karar verdik. İlk denemede gerçekten mest oldum. Arkadan çekişte 1000w tork hissiyatı harika bir duygu. Ancak bu mutluluk fazla sürmedi ve ertesi gün kalkış esnasında ani gaz verdiğim için bisiklet ön kaldırıp beni üstünden atması sonucu feci şekilde düştüm. 

O dakikadan sonra jantı ön çatala takmak farz oldu. Çatalı biraz genişletip jantı taktık. Aldığım kitte motor ve pilin dışında bolca kablo ve kutu olduğundan bunları bir şekilde gizlemek istedim. Sirkeci'den aldığım Zixtro çantaya bütün kutuları (pil, pil devre kutusu, kit beyni) sığdırmayı başardıktan sonra sıra kabloları bağlayıp keyfini sürmeye geldi.

Çanta her ne kadar görüntüyü toparlamış olsa da kablolar çirkin bir görüntü oluşturuyordu. Açıkçası umrumda değildi. Ben bisikletin tadını birkaç hafta bu şekilde çıkarmaya devam ettim.

Bir süre sonra bisikletin ön kısmına giden 3 kabloyu (gaz çubuğu, kontak-gösterge, motor elektriği) bir elektrik hortumuna gizleyerek kablo kalabalığından kurtuldum. böylece bisiklet nihai görünümüne kavuşmuş oldu. Adı da karakaçan olsun dedik :)